Boğaz köprüsünün ilk yıllarında benim de acemilik dönemlerinde birkaç kez köprüden önceki son çıkışları kaçırarak karşıya geçtikten sonra geri dönüşlerimdeki zahmet, zaman ve külfetleri hala acıyla anımsarım. Türkiye 31 Mart seçimlerinde köprüden önceki son çıkışa yaklaşıyor. Ya bu son çıkışı kaçırmadan çıkacak ya da kaçırarak yine AKP veya (H)acı Ekrem’in liderliğinde yeni AKP olacaktır. Türkiye halkları da bu yeni maskeli CHP kıskacında umutlarını ve geleceğini çaldırarak 25-50 yıl daha kaybedecekler.
Deniz Baykal yönetimindeki CHP müteahhit ve ihale partisi olmuştu. Bu ihale yalnız kaldırım, yol, bina, vb işlerin ihalesi değildi. Bir de partide seçilecek MV, Belediye Başkanları, Belediye ve İl Genel Meclisi üyeliklerinin sıraları da satılırdı. Buranın müteahhitleri de partinin kurmay yöneticileriydi. Hangi ilde kimin MV’ ne hangi sıradan aday olacağı veya Belediye Başkanı adayının kim olacağına, parayı veren adaylar ile parayı alan partinin tüccar yöneticileri belirlerlerdi.
Bu konuya ilişkin güvenilir kaynaklardan çok sayıda bilgi almama rağmen girmedim. Ancak Partinin en yetkili organı olan PM den yani işin kaynağındaki kişi dayanamayıp herkesin bildiği sırrı faş edince yazayım dedim. CHP de etkin politika yapan etkili ve yetkili birçok kişi son kurultayda Hacı Ekrem’in akrabası olan beşli çetenin başı Mehmet Cengiz’in bavulla para getirerek delegelere dağıtıldığını herkes fiskos olarak konuşuyordu. Halkın parası ile siyasi rüşvet pazarlığı yapıldığını belirten PM üyesi Ferihan Karasu; ” Delegeyle 150 bin ila 300 bin lira karşılığında rüşvet pazarlığı yapanlar var. Rüşvet pazarlığına ilişkin elimde ses kaydı da var, bu ses kaydını yalnızca savcılara veririm” dedi.
Sorunların anahtarı doğru sorulardır. Şu soruyu, bu soruna sorarsak; “beşli çete CHP’nin başında Kılıçdaroğlu’nu mu yoksa İmamoğlu’nu mu görmek ister?” Yukarıda yazılanların karşılığı sizin bu soruya vereceğiniz yanıttadır.
Yine bir ilin Gençlik Kolları Başkanı Erkan Çakır’ın, “değişimcilerden”, delege transferi karşılığında 200 bin lirası peşin 1.200.000 Tl ye anlaştığını ve bir de lüks otomobili nasıl rüşvet olarak aldığı medyaya servis edildi.
Bu diğer delege pazarları kurarak kurultayları almak, kurultayları alınca da MV, Belediye Başkanlıkları, İGM ve BM gibi adaylıkları satan parti kurmaylarının en büyük gelir kaynağı değil mi? D. Baykal’ın en yakın kurmaylarından Mehmet Sevigen daha geçen gün CNN Türkte “verin bana iki belediye kurultayı nasıl aldığımı görün” demedi mi?
K. Kılıçdaroğlu Başkanlık döneminde de Veli Ağbaba, Tuncay Özkan, Özgür Özel, Onur Adıgüzel vd bazı kurmayların MV, Belediye Başkanı, İl Genel Meclisi ve Belediye Meclis adaylarını belirleme de en etkin tüccarlar oldukları kapalı kapılar ardında her yerde konuşuluyordu. Saftorik Kılıçdaroğlu’nun bunlardan haberi olup olmadığı konusunda bilgim olmadığından yorum yapamam.
Gelelim Lütfü’nün Hatay Savaş’ını CHP ve Genel Başkanını yenerek nasıl kazandığına?
Söylentilere göre Lütfü adaylığı pahalı bir fiyata satın almış. Ödeme ve pazarlığını da gizli kayda almış. Özgür Özel ile son görüşmesinde elindeki kayıtla “yakarsan yakarım” tehdidiyle savaşı kazanmış. Yoksa Genel Başkan Ö. Özel, tüm ülkeye yarın Lütfü beyle görüşerek vazgeçirip başka bir adayla seçime gideceğiz dediği halde neden tekrar Lütfi ile devam kararıyla bu özel görüşmeden çıksın ki?
Sahi bu hercai Özel, Kılıçdaroğlu’na karşı G. Başkanlık yarışını sürdürürken; “namusum ve şerefim üzerine size söz veriyorum, her yerde tüm üyelerimizin katılımıyla ön seçimlerle adaylarımızı belirleyeceğiz, demiyor muydu? İzmir’de gerçek anketlerde önde çıkan başarılı Başkan Tunç Soyer’in engellenmesinin nedeni devrimciliği mi, yoksa gelecekte hacı Ekrem’e rakip olacak en önemli potansiyel Genel Başkan adayından kurtulmak mıydı? Ne oldu bu namus şeref sözüne? Uyduruk özel sipariş kamuoyu yoklamaları neden ön seçimin yerini aldı? Bu seçimde Belediye ve İl genel Meclisi adaylarının yarısı ön seçimle yapılırken diğer yarısı ve Belediye Başkanları neden ön seçimle belirlenmedi? Ön seçim Parti tüccarlarının keseleri dolsun diye mi yapılmadı?
BU GERİCİ FAŞİŞT CHP’NE OY VERECEK SÖZDE İLERİCİ-DEVRİMCİLER İLE KÜRTLER VE ALEVİLERE BAZI SORULAR.
- Siz aslı AKP li, özü MHP li bu (H)acı Ekrem’i CHP’nin başına getirerek bu halkın umutlarını ve geleceğini ipotek altına alacağınızı göremiyor musunuz?
- Beşli çetenin dökülerek düşmekte olan R. T. Erdoğan’nın ve AKP’nin yerine ikame edeceği yegâne kişinin bu Hacı Ekrem olduğunu görmeyecek kadar kör müsünüz?
- Mustafa Suphi ve arkadaşlarını, boğduran, Nazım Hikmet’i süründüren ve süren, Sabahattin Ali’yi katleden, Köy Enstitülerini kapatarak yerine İmam hatipleri getiren, Dersim soykırımını yapan, Lazistan mebusları Ali Şükrü bey ve Ziya Hurşit’i katleden, bu CHP değil midir? Ve daha onlarca vahşetin sorumlusu olup 100 yıldır devrimin önündeki en büyük düşman olan CHP’ni daha ne kadar akrabanız yakınınız olarak görüp destekleyeceksiniz?
- Hala bu CHP ni kurtarmaya mı çalışacaksınız? Yoksa CHP den kurtularak devrim yolunuzun önündeki en büyük engeli aşmaya mı çalışacaksınız?
- Sahi İstanbul’daki devrimciler, Aleviler, Kürtler, gerçek yurtseverler; DEM, Sol Parti, TİP adayları dururken özü MHP’li aslı AKP’li bu (h)acı Ekrem’e hangi mantık ve nasıl bir vicdanla oy vereceksiniz?
- Halklarımızın bu yaşadığı talan, yalan, soygunlarla gelen yoksulluğunda solun başarısızlıklar ve yenilgilerle dolu geçmişinin ve bu gününün sorumluluğu yok mudur?
- Bırakalım solun iktidar olmasını da, başarılı ve aktif bir muhalefet dahi yapamamasının nedenleri sorgulanmış mıdır?
- Solun CHP ni sol görerek her seçimde kendi kazanımından önce faşişt CHP ni öne alarak kazandırmaya çalışması nasıl izah edilecektir?
- Demokrat Parti, Deva, RP, Gelecek Parti gibi yüzde yarım dahi oyu olmayan gerici ve faşist partilerle altılı masa ortaklığı yaparak 39 gericiyi parlamentoya taşırken sola arkasını dönen bu CHP ne hep mahkûm mu kalacaksınız?
- Devrimciler, Aleviler ve Kürtler; 31 Martta İstanbul, İzmir, Antalya başta olmak üzere CHP’ni engelleyerek kendi güçlerini ve önemlerini gösteremezler mi?
- Her seçimde açık düşmanım AKP-MHP kazanmasın, maskeli düşmanım CHP kazansın ehvenişerliğinden ne zaman vaz geçeceksiniz?
- Sırtınızdaki bu CHP kamburundan kurtulmadıkça asla iktidara alternatif olamayacağınızı ne zaman anlayacaksınız?
- Bu yerel seçimde özellikle İstanbul, İzmir ve Antalya gibi şehirlerde CHP ni kaybettirdiğinizde. CHP den sonsuza kadar kurtularak devrimin önündeki en büyük engeli aşacağınızı göremiyor musunuz?
- “Kürtler belediyemin kapısından içeri giremez” diyen Afyon CHP adayı ile Kürtlere bir-iki saatliğine salon vermeyen Antalya CHP adayını ve Kürt annenin cenazesini memleketimde istemem diyerek mezardan çıkaran ırkçı faşist CHP zihniyetinin partinin büyük çoğunluğunda egemen olduğunu göremiyor musunuz?
- “Kürtlerle arama kimse giremez diye takiyye yapan (H)acı Ekrem’inde yukarıdaki partilileriyle aynı zihniyette olduğunu anlamayacak kadar saf mısınız?
- 100 Yıldır Kürtlerin dilini, ırkını, kültürünü yasaklayarak katleden, süren bu CHP değil midir?
- Yüz yıl boyunca İslamcı, gerici, faşist hiçbir parti iktidarında %100 ü Alevi olan Dersim’deki köylerimize cami yapmak, çocuklarımızı zorla alarak İmam Hatip Okulları ve Kur’ an kurslarına kaydedilmek üzere batı illerine götürme girişimi olmadı. Ama rejimin asli sahipleri olan Kemalist ordu, laiklik elden gidiyor gerekçesiyle 12 Eylül faşist darbesini yapınca, Memleketim Dersim’de hiçbir gerici parti iktidarının yapmadığını yaparak bunu gerçekleştirdi. Askeri darbenin Valisi olan Em. General Kenan Güven döneminde camiye giren ve girecek tek kişisinin olmadığı köylerimize zorla cami yaptırdı. Tunceli genelinde bu amaçla onlarca köye cami yapıldı. İl genelinde beş yüzü aşkın çocuğumuz ailelerinden koparılarak Çanakkale, Balıkesir gibi batı illerindeki İmam Hatip Okulları ve Kur-an kurslarına gönderildi. Doğup büyüdüğüm kırk haneli köyüm Güney Konak (Çağperi) tan 13 çocuk bu zor yoluyla götürüldü. Bunların yarısı akrabamdı ve soyadımı taşıyordu. Bunu Menderes, Bayar, Demirel, Erbakan, Türkeş ve Erdoğan iktidarları yapmadı. Bunu sözde ilerici-laik, özde gerici-faşist olan CHP zihniyetinin rejim bekçileri yaptı.
- AKP, R.T. Erdoğan ve Şürekâsı artık miadlarını da, küplerini de doldurdular ve bu son demleridir. Devrimciler, Aleviler, Kürtler oylarını kendi partilerine, sol parti ve adaylara vererek, R.T. Erdoğan’dan daha gerici ve daha tehlikeli olan (H)acı Ekrem’in CHP ni ele geçirmesini önleyerek bu halkın geleceğinin ve umutlarının çalınmasını önlemeyi düşünemez misiniz?
- AKP’nin sandıkla söylemle gitmeyeceğini boşa geçen bu 22 yılda anlamadınız mı? AKP den kurtulmanın söylem ve sandık değil, sokak ve eylem yani devrim meselesi olduğunu anlamıyor musunuz?
- Öncelikle bir Truva atı olarak solun içine girmiş CHP engelinden kurtulmadan, AKP ve benzeri gerici faşist ardıllarından kurtulamayacağınızı ne zaman anlayacaksınız?
ÖZETLE: Devrimciler, Aleviler ve Kürtler için bu seçim, Türkiye’yi komünizmden kurtarma kurtarıcılarının baş aktörü CHP’den kurtulma seçimi olabilir, olmalıdır da. AKP’nin bir-iki belediyeyi daha fazla almasının bizim için pek önemi yoktur. Ama devrimciler olarak önümüzdeki yüz yıllık engelden kurtulma gibi bir çıkarımız vardır. Deniz Baykal ve K. Kılıçdaroğlu ikilisiyle halklarımızın 33 yıllık umudu çalındı. Hacı Ekrem’e verilecek yeni otuz yıllarımız yok diyorsanız oylarınızı kendinize sol parti ve adaylar ile Kürtlere verin ve atın sırtınızdaki şu CHP kamburunu. Bu seçim önce CHP den kurtulma, ardından gelen seçim de AKP-MHP den kurtulma seçimi yapılabilir. Tercih ve karar sizin elinizde…
MEHMET YÜREK
DERSİM’DE YAŞAYAN 68 Lİ BİR DERSİM ÇOBANI